ÖMER SEYFETTİN KAŞAĞI
Ömer Seyfettin’in muhteşem öyküsü Kaşağı’da işlenen asıl konu, evin büyük oğlunun kardeşine yapmadığı bir olaydan dolayı yalan söyleyip iftira atması sonra kardeşinin ölü mü üzerine yaşadığı vicdan azabı anlatılır.
Bu güzel öykünün konusu hakkında kısaca bahsetmek istiyorum.
Evin büyük oğlu, kardeşi Hasan, dediğini yaptıran otoriter bir baba, anne, seyisleri Dadaruh ve hizmetçileri Pervin’le aynı evde yaşamaktadırlar. Çocukların annesi her yaz İstanbul’a akrabalarını ziyarete gider. Yazları çocukların yapmaktan en hoşlandık ları şey atları olan Tosuna bakmak, ona su ve arpa vermek ve kaşağı ile onu tımarla maktır. Bir gün seyis Dadaruh’un bile kullanmaya kıyamadığı İstanbul’dan gelen kaşağıyla Tosun’u tımar etmeye başlar. Fakat Tosun’un bu durumdan rahatsız olunca kaşağının ucunun sivri olduğunu düşünerek, kaşağının ucunu önce duvara sürter daha sonra tekrar tımar etmeye başlar. Tosun yine huysuzlanmıştır. Büyük abi sinirlenerek, kaşağıyı taşla ezer ve yalağa atar.
Yeni kaşağının yalakta kırık bir biçimde olduğunu gören baba çok sinirlenmiştir. Bu durumdan korkan büyük abi kaşağıyı kardeşinin kırdığını söyler. Çok sinirli olan baba Hasan’ı bu konu hakkında sorguya çeker. Hasan’ın ısrarlı bir şekilde suçu kabul etmemesi üzerine ona tokat atarak, ev hapsi ve ahıra bir daha girmeme cezası verir.
Bu olayın üzerinden bir yıl geçmiştir. Hasan kuşpalazı yani difteri hastalığına yaka lanmıştır. Birkaç gün sonra da Hasan ölür. Büyük ağabeyyi artık büyük bir vicdan azabı sarmıştı. Kardeşinin hastalanmasından ve ölümünden kendini sorumlu tutuyordu.
Bu öykü özellikle ilköğretim çağındaki öğrencilerin hatta yetişkinlerin okuması gereken; insanlara ahlakı, iyiliği öğreten acaba büyük ağabeynin yerinde ben olsaydım ne yapardım? Sorusunu sorduran sürükleyici bir hikaye okumanızı tavsiye ederim.